Mübala Nedir? Tanımı ve Örnekleri ile Edebiyatta Abartma Sanatı

Başlıklar
Mübala Nedir? Tanımı ve Örnekleri
Mübala, dilimize Arapçadan geçmiş bir kelime olup, abartma anlamına gelmektedir. Edebiyatta ise bir durumu, olayı ya da duyguyu olduğundan daha büyük ya da daha küçük gösterme sanatı olarak tanımlanabilir. Bu sanat, okuyucunun dikkatini çekmek ve anlatılanın etkisini artırmak amacıyla sıklıkla kullanılır. Örneğin, ‘Dünyalar kadar işim var’ cümlesinde mübala sanatı kullanılarak iş yükünün çokluğu abartılı bir şekilde ifade edilmiştir.
Mübala Sanatı: Edebiyatta Abartma
Mübala sanatı, edebiyatta duyguların ve durumların daha etkili bir şekilde aktarılmasını sağlayan önemli bir anlatım biçimidir. Şiirlerde, romanlarda ve hikayelerde sıkça karşımıza çıkan bu sanat, okuyucunun hayal gücünü harekete geçirerek metinle daha güçlü bir bağ kurmasını sağlar. Örneğin, Fuzuli’nin ‘Su kasidesi’nde ‘Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem’ mısrasında suyun renginin gökyüzüne benzetilmesiyle yapılan abartma, mübala sanatının güzel bir örneğidir.
Mübala ile Hiperbol Arasındaki Farklar
Mübala ve hiperbol, her ikisi de abartma sanatı olarak bilinmekle birlikte, aralarında ince farklar bulunmaktadır. Mübala, daha çok Doğu edebiyatında kullanılan bir terim iken, hiperbol Batı edebiyatında yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, mübala genellikle duygusal ve subjektif abartmaları ifade ederken, hiperbol daha çok nesnel ve somut abartmaları içerir. Örneğin, ‘Öyle açım ki bir fili yiyebilirim’ cümlesi hiperbolik bir abartma iken, ‘Aşkından yanıyorum’ cümlesi mübala sanatına örnek gösterilebilir.
Mübala Örnekleri ve Açıklamaları
Mübala, bir durumu veya olayı olduğundan daha büyük ya da daha küçük göstermek amacıyla yapılan abartma sanatıdır. Bu sanat, genellikle etkileyici bir anlatım oluşturmak için kullanılır. Örneğin, ‘Gökyüzünden yağmur değil, adeta deniz boşalıyor.’ cümlesinde yağmurun şiddeti abartılarak anlatılmıştır. Bir diğer örnek ise, ‘O kadar yorgunum ki ayakta uyuyabilirim.’ ifadesidir. Burada yorgunluk hissi abartılı bir şekilde dile getirilmiştir. Mübala, duyguların ve durumların daha güçlü bir şekilde ifade edilmesini sağlar.
Türk Edebiyatında Mübala Kullanımı
Türk edebiyatında mübala, özellikle divan edebiyatında sıkça başvurulan bir sanattır. Şairler, sevgilinin güzelliğini, aşkın büyüklüğünü ya da ayrılığın acısını anlatırken mübala sanatına başvurmuşlardır. Örneğin, Fuzuli’nin ‘Su kasidesi’nde ‘Ateş-i aşkına yanmışam ben’ dizesinde aşkın ateşi abartılı bir şekilde vurgulanmıştır. Benzer şekilde, Nedim’in ‘Güzel olan her şey senin yanında sönük kalır.’ mısrasında da sevgilinin güzelliği abartılarak anlatılmıştır. Mübala, Türk edebiyatında duyguların ve kavramların daha etkili bir şekilde ifade edilmesine olanak tanır.
Günlük Hayatta Mübala Nasıl Kullanılır?
Günlük hayatta mübala, genellikle konuşmalarımızda ve anlatımlarımızda karşımıza çıkar. Bir olayı anlatırken ya da bir durumu ifade ederken, abartılı ifadeler kullanarak dinleyicinin dikkatini çekmeyi amaçlarız. Örneğin, ‘Dünyalar kadar işim var.’ dediğimizde, aslında çok fazla işimiz olduğunu abartılı bir şekilde ifade etmiş oluruz. Bir başka örnek ise, ‘Öyle açım ki bir fili yiyebilirim.’ cümlesidir. Burada açlık hissi abartılarak vurgulanmıştır. Mübala, günlük iletişimde anlatımlarımızı daha renkli ve çarpıcı hale getirir.